9 Kasım 2010 Salı

İmkansızı Başarmak


 Çok klasik bir başlığı var belki bu konunun. Belki de uzunluğuna bakıp gözünüz korkacak, okumayayım ya ne olacak diyeceksiniz. Ama şu güne kadar blogumda yayınladığım en önemli ve okunması gereken yazılardan biri bu. Yeni bir kitabın başını okuduğunuzu düşünüp birkaç dakika göz atmanızı isteyeceğim sadece.


Genelde eğlenceli ve saçma konularla okuması zevkli bir blog hazırlamaya çalıştım şu güne kadar. Kabul etmeli ki bazı bloglar ağzına kadar boş yazıyla dolu oluyor. İnsanın ilk bakışta okuyası gelmiyor. Belki bu blogta bazılarına öyle gelmiş olabilir şu güne kadar. Hatta bu yazıdan sonra belki "amaaan be çok can sıkıcı" diyecekte olabilirsiniz. Ama bunu yazmasaydım, dışarıda yüzümde kocaman bir gülümseme ile dolaşamazdım artık.


Hiç yeter artık bu ne biçim hayat dediğiniz oldu mu? Ya da tüm sorunların üstünüze üstünüze geldiği? Kimisi için sınav haftası işkenceden beter bir derttir, kimisi içinse bir türlü çözüme ulaşamayan sevgili sorunları. Kimisi için ailesi hayatı çekilmez yapar, kimisi ailesi olmadığı için hayatı kendine zindan eder. Ama hiç düşündünüz mü bazı sorunların yanında bunların ne kadar küçük kaldığını? Derler ya kelimeler bile anlamsız kalıyor şunun yanında, bu cidden insana dertlerini unutturacak, benimki de dert mi be dedirttirecek bir yazı.



Nick Vujicic, dünya üzerinde görüp görebileceğiniz en muhteşem, en dayanıklı, en mükemmel adam. Belki de insanın yapabileceği şeylerin sınırı olmadığını gösteren en büyük kanıt. O, hepimizin aksine hayata yarı eksik başlayan biri. Annesi de babası da, hayatta onun yanındaydılar. İki tane senin, benim gibi bir kız bir de erkek kardeşi vardı. Ama o, aynada kendisine baktığında neden farklı olduğunu sorguluyordu. Okul bile okuyamayacağını düşünüyordu başta... O hayata doktorların bile hala açıklayamadığı bir nedenden dolayı iki kol ve iki bacağı eksik halde başladı. 



Küçükken bize o yeni çıkan en pahalı oyuncaktan alınmıyor ya da o tadını çok sevdiğimiz renkli şekerimiz yere düştü diye ağlardık. Bazen de sırf ağlamak için ağlardık durmadan. İşin ucunda istediğimizin şeyin olduğunu bilerek avazımız çıktığı kadar ağlardık. %80 istediğimizi elde ederdik de. Ama o ne kadar ağlarsa ağlasın istediği şeyleri asla elde edemedi. Elde edememesine rağmen pes de etmedi. Gün geçtikçe umutlarına umut katarak bir adım daha ilerledi. Yapamayacağım diye endişelendikleri şeyler birer birer kaybolmaya başladı. Kolları ve bacakları olmamasına rağmen desteği tamdı. Asla yılma, düştüğün zaman ayağa kalk deriz zor bir durum karşısında. Halbuki bunu ona söylemek o kadar da kolay değil. Onun düştüğü zaman onun kalkmasına yardım edecek uzuvları yok. Bedenini doğru kullanmasını öyle bir şekilde öğrendi ki, şimdi yüzüyor, golf oynuyor hatta balık bile tutuyor. Üstelik bunlar en sevdiği hobileri. Normal insanların yaptığı çoğu şeyi o da yapabiliyordu artık. Hatta ritim duygusu kimimizinkinden daha da gelişmişti. O da anlamıştı, hayatta hiçbir şeyin imkansız olmadığını...


Bizim kendi kendimize yoktan var ettiğimiz limitlerimiz vardır. Aslında kimisi için çok kolay olan bir şeyi kendimiz için imkansız, ulaşılmaz görürüz. Tüm canlılardan üstün olduğumuzu kabul edip tekrar bakmak gerek istediğimiz şeye bazı zamanlar. Tanrı'nın bize verdiği gücü yok saymaktan başka bir şey değildir başaramamaktan korkmak. Sahip olduğumuz muhteşemliğin farkına vararak, tüm gücümüzle inanırsak elde edemeyeceğimiz hiçbir şey olmayacaktır.


Şimdi şöyle bir gözlerinizi kapatın ve şu hayatta en çok istediğiniz şeyi düşünün. Belki çok anlamsız bir şey, belki henüz kimsenin ulaşamadığı bir şey. Sadece ona odaklanın. Şu anda size imkansız gelen şeye, belki yıllar sonra bakıp güleceksiniz. Geçmişte çok kolay elde edebileceğiniz bir şeyde şimdi çok zor görünecek belki. O zaman oturup bu adamın hayat hikayesini bir kez daha okuyun ve alttaki videoyu izleyin. Ne kadar büyük bir dünyada ne kadar küçük ve anlamsız sorunların içinde tıkılıp kaldığınızı o zaman anlayacaksınız...


 

3 yorum:

  1. çoğu düşününce çocukluk gibi geliyor.

    YanıtlaSil
  2. çocuk.çok beğendim yazını :)

    YanıtlaSil
  3. ya çok etkileyici söylenecek söz bulamıyorum sılaağğ :'/ benimki de dertmiymiş yahu bırak ya ..

    YanıtlaSil